Her şey yolundaysa, şiire gerek yoktur.
‘Herkesin yolu ayrı’ denildiği yerde ve koşullarda başlar şiir.
Yeni bir yol açmak için, yol göstermek için, yol olmak için.
‘Devrim yolu engebelidir sarptır’ da, şiirin yolu dümdüz, sorunsuz mudur?
Yolu giden, şiiri yazan bilir diyelim!


1975’de yayımladığı ilk şiiriyle yolculuğuna başlayan Engin Turgut’un ilk şiir kitabı Kışkırtıcı Erguvan’ın da (1987) yalnızca iğvasına kapılanlardan değilim, aynı zamanda bu kitabı dergimiz Şiir Atı’nın yayınları arasında yayımlayanlardanım.
İyi ki yayımlamışız, iyi ki Engin Turgut’la, dostluğuyla, hüznüyle, sevinciyle tanışmışım, şiirleriyle coşmuşum, resimleriyle renklenmişim!
Coşmuşum deyişim boşuna değil, coşkun bir şiirdir çünkü Engin Turgut’un 15 kitabında okuduklarım. Neşede coşkun, kederde coşkun, kahkahada, gözyaşında coşkun!
Böylesine coşkulu bir şiirden toplu şiirlere varıldığında, o kitabın adını da uzun uzun düşünmeye gerek var mıdır bilmem?
Yolluk çünkü güzelliği tamamlamak için son bir istektir.
Yolluk çünkü günü de dostluğu da dünyayı da güzelleştirecektir.
Yolluk çünkü hem senlik hem şenlik hem benlik hem de bizliktir.
Yolluk, hepimizliktir.
Yolluk, güzel bir şiir daha istemektir.
Yolda ne varsa, 50 yıllık şiir yolculuğunda ne varsa,
Yolluk’ta da o vardır.
İşte Yolluk.
Daha ne olsun?

HAYDAR ERGÜLEN

ENGİN TURGUT’UN 50 YILLIK ŞİİR YOLCULUĞU: YOLLUK